Türker Art, Aslı Vural’ın son dönem çalışmalarını içeren “YIKIM / DEMOLITION” adlı sergisini 7 – 28 Mayıs 2016 tarihlerinde izleyiciyle buluşturuyor.
Aslı Vural eserlerinde; şehirdeki yıkımı ve ardından gelen “kentsel dönüşüm”ü ele alıyor. Yıkım kenar mahallelerden kentin en işlek caddelerine ve en modern semtlerine kadar girerken bireylerin maddi kazancı artsa da toplumsal bilincin temelleri sarsılıyor. Bir dönemin mimari dokusu kaybolurken, o dönemin yaşam şekli ve alışkanlıkları da terkediliyor. Bir zamanın balkon sohbetleri yerini yükselen bloklarda açılamayan pencerelere ve dört duvar arasına sıkışmış hayatlara bırakıyor. Yıkılan sadece binalar değil, çoğu zaman yaşamlar da oluyor.
Büyük kentlerin, aldığı iç göç sonucunda, modernleşmek yerine gittikçe köyleşmesi, iç devinimi boyunca kentsel bilincin uğradığı yıkımın başka bir göstergesi. Yıkılıp tekrar inşa edilen ama daha da kötüye giden kent yapısını, farklı dokudaki darbeleri tuvale üstüste vurarak oluşturan Aslı Vural, renklerdeki uyumun üzerine geniş bantlar çekerek bu çirkin manzarayı sanki görünmez kılmak istiyor. Ancak bantlarını şeffaf uygulayarak yine de bu çirkinliğin gizlenemeyeceğini hissettiriyor bizlere.
Kentsel problemleri, kişiselleştirip içinden çıkılmaz labirentler haline getiren kişinin bunalımları toplumda bir histeriye dönüşürken, inşaat kulelerinin örgüleri, beton kamyonlarının sarsıntıları, otoyol ve köprülerin uğultuları resimlerin zemininde titreşiyor. Nasıl, kente yakından bakıldığında algılanmayan kaos uzaydan bakıldığında gri bir ormana dönüşüyorsa, Vural’ın resimlerinin makro seviyedeki detayının karmaşası, uzaklaşıldığında algılanan dingin bir ahenk olarak izleyeni sakinleştiriyor.
Çağdaş soyut resmin başarılı temsilcilerinden Nursel Birler Carroll’un ‘Less is More / Az Çoktur’ adlı solo sergisi 24 Mart 2016 da Türker Art’ta izleyiciyle buluşuyor. Sanatçının Türkiye’de gerçekleşecek olan ikinci kişisel sergisinde son dönem çalışmaları yer alıyor.
Renkçi, lekeci ve minimalist yaklaşımlarla ürettiği soyut eserlerde yalınlık ön planda. Sanatçının da deyişiyle ‘Yaşadığım bu tüketime endeksli ve sentetik ilişkiler üzerine kurulu dünyada, her geçen gün fazlalıkları elimine etmek, sadeleşmek ihtiyacı duyuyorum. Olgunluk dönemimde, gittikçe kompleks olan bu hayatta daha dingin ve sakin bir yaşam arzusu ağır basıyor. Bütün bu yaşam algım ve düzenim çalışmalarımı da etkiliyor mutlaka’.
Mehmet Güleryüz ve Ayfer Karamani Atölyeleri’nde 11 yıl boyunca yoğun desen, resim-heykel ve seramik çalışmalarını sürdüren Nursel Birler Carroll’ın eserleri Amerika’da altı kişisel sergi ve dört uluslararası sanat fuarında sergilendi. 7 sene Paris ve 4 sene Amerika’da yaşayan sanatçının eserleri yurtiçi ve yurtdışı koleksiyonlarda yer alıyor.
Carroll’ın soyut çalışmalarındaki renk-desen-ışık kurgulamalarındaki ustalık ve yalın tonlamalar dikkat çekiyor. Şehir silüetlerini minimalist yaklaşımla resmeden sanatçı eserlerinde fırça katmanlarının arasından izleyiciye adeta bir mesaj iletiyor.
Nursel Birler Carroll, ‘Less is More / Az Çoktur’ adlı solo sergisi 24 Mart-16 Nisan 2016 tarihlerinde Türker Art’ta izlenebilir.
Bilim ve sanatı biraraya getiren heykeltıraş İlhan Koman, figüratif – soyut anlayışla yapıtlar üreten Zühtü Müridoğlu ve Türk modern resim sanatının en önemli imzalarından Fahrelnissa Zeid gibi ustaların eserlerinin sergilendigi “Seçkin İşler” 20 Şubat’ta Türker Art’ta izleyiciyle buluşuyor. Dönem – tema- teknik çeşitlemeleri ön planda tutularak, ‘sergi içinde sergi’ konsepti ile oluşturulan ‘Seçkin İşler’, dünyaca ünlü üç yabancı ve onbir Türk sanatçının çalışmalarından oluşuyor.
İsviçre Gruyères’de müzesi kurulan ve ‘Alien’ karakterinin yaratıcısı Giger’in ilk olarak 1966 senesinde çalışmış olduğu monokrom eserlerin litograf baskıları, Fransız doğumlu Amerikalı sanatçı Arman’ın 1979 tarihli ‘Crossfire’ isimli farblitograf çalışması ve 1961 doğumlu ünlü Alman pop-art sanatçısı Devin Miles imzalı Audrey Hepburn portreli kompozisyon dikkat çekmekte. Burhan Doğançay imzalı farklı temalardaki litograflarda önemli örneklerinden.
Türk peyzaj ustalarından Mustafa Pilevneli’nin ‘Fenerbahçe’ ve ‘Ege’den’ konulu eserleri, Ayhan Türker’in ‘Bitmeyen Yol’ isimli farklı üslupta çalıştığı eseri ‘sergi içinde serginin’ seçkin işlerinden.
Güncel sanatın özgün tarz ve üretken sanatçıları Yiğit Yazıcı, Burcu Perçin, Çağatay Odabaş, Emre Tandırlı ve Serdar Akkılıç’a ait eserler ise çoğunlukla son dönem imzalı.
İlhan Koman Vakfı’nın sınırlı sayıda ürettiği sertifikalı bronz heykellerin sergilendiği, Avrupa ve Türk sanatından çeşitlemelerin yer aldığı ‘Seçkin İşler’ grup sergisi 20 Şubat – 12 Mart 2016 tarihlerinde Türker Art’ta izlenebilir.
Çağdaş Türk figür resminin başarılı temsilcilerinden Orhan Umut’un solo sergisi ‘Yer-Yön’ 17 Aralık 2015 – 17 Ocak 2016 tarihlerinde Türker Art’ta izleyiciyle buluşuyor.
Umut’un eserlerinde resmettiği insanlar tıpkı Steinbeck’in fareler ve insanlar’ında sözünü ettiği karakterler gibidir. “Herkes konuşuyor ve fakat kimse bir diğerini anlamıyor”. Laf ola beri gele türden biraradalıklardır aslında resmedilen. Susan Sontag’ın betimlediği “her türden muhalif, özgün ve imajinatif yapının yaygın söyleme eklemlenerek düzleştirildiği, asimile edildiği dahası tüketildiği” günümüz simülasyon toplumuna işaret eder bu durum. Sanatçının bu noktadan hareketle açığa çıkarmak istediği, hayatın bize ait olan ve fakat çoklukla ıskaladığımız hatta beraber görülmenin işimize gelmediği yanlarıdır. Bizden ve bizim kadar olan ancak cebimizde taşıdığımız…Tercih edilen hayvan figürleri ise mekanik nesneler ve mekana dair unsurlar resmin denge unsurları olmakla birlikte içeriğin paralelliğinde yol alırlar.
Kompozisyonlar, konu ve mekan formatı çerçevesinde değişiklik gösterirler. Toplum hepimiz için bir rota çizmiştir, bizler toplumda ‘yer’ edinmek adına bir ‘yön’ belirleme çabasındayız. Orhan Umut’un eserlerinde öne çıkan sağlam figürler ve ifadeler bu endişeyi biraz da ironik biçimde yansıtmakta. Tuvallerdeki özgün renk, desen ve kurgulamalar dikkat çekiyor.
Eserleri yurtiçi ve yurtdışı koleksiyonlarda yer alan Orhan Umut’un ‘Yer-Yön’ isimli solo sergisi 17 Ocak 2016 tarihine kadar Türker Art”ta izlenebilir.
Güncel sanatın genç ve profesyonel isimlerini biraraya getiren ‘Progressive’ grup sergisi, 9 farklı sanatçının, farklı dönem ve farklı teknikleri ile ürettiği eserlerden oluşuyor.. Soyut, figüratif, kavramsal, keskin ve bağımsız eserler dikkat çekiyor.
Berkan Baltaş son serisinden ‘Aesthetic” ve ‘Beauty’ adlı çalışmalarında, tuvalinde fotografik ögeler kullanarak neoklasik dönemi postmodernizm ile buluşturuyor. Çıplak figürlerin üzerindeki dövme motiflerindeki detaycılık Baltaş’ın eserlerini özgün ve farklı kılıyor.
İtalyan sanatçı Marco Veronese’nin ‘UniverSe’ serisine ait ahşap panel üzeri dijital fotoğraf ve silikon bazlı enstalasyonlar kavramsal sanatın güçlü örneklerinden.
Soyut metropol silüetlerini konu alan tuval üzeri renkli, dinamik ve heyecanlı eserler ise Aslı Vural imzalı. Soyut tarzda renkçi ve yenilikçi uygulamalar ile dikkat çeken Tuğba Hacısüleymanoğlu’nun ‘Uyanış’ tablosu, Basako’nun grafik tasarım altyapısını kullanarak ürettiği, yaşadığı şehirdeki hızlı değişimi konu alan son dönem kolaj serisinin yer aldığı sergide, Emre Tandırlı, Seydi Murat Koç, Serdar Akkılıç ve Orhan Umut imzalı eserler de dikkat çekiyor.
Güncel sanattaki hızlı gelişimin örneklerinden kesitler sunan ‘Progressive’ adlı grup sergisi 21 Kasım – 12 Aralık 2015 tarihlerinde Türker Art’ta izlenebilir.
Sevgili Yılmaz Erdoğan’ın söylediği gibi, “yol bir yere gitmez, o bir durma biçimidir”. İster tekil başla bu yola, ister çoğul, en önemlisi nasıl bir kalite ile yaşıyorsun bu süreci.. Başkalarına imrenmek ile geçerken hayat, yürüdügün yolların hepsi sonunda sana çıkıyor. Günün sonunda da kendine yaptığın yatırım kadar ediyor ağırlığın terazide. Bu yolculuk sen, kendine ait, başkaları da buna şahit olana kadar bitmiyor. İşte o zaman realitenin tam ortasında bile kendi hayallerine hergün yeni bir pencere açabiliyorsun.
1983’te Zürih’de doğdu. Çocukluk dönemini İstanbul’da geçirdi. 13 yaşında ikiz kardeşi ile İsviçre’ye döndü. 2012 yılında Türkiye’ye dönene kadar pek çok ülke ve şehirde yaşadı. Fotoğraf eğitimini New York, School of Visual Arts’da tamamlayan Merve Hasman, Amerika’da dünyaca ünlü moda fotoğrafçısı Steven Klein ile çalıştı. Uluslararası tecrübesi Hasman’ın profesyonel fotoğrafçılık kariyerine Londra’da devam etmesine olanak sağladı. Yurtdışında bulunduğu sürede Madonna, Naomi Campbell, Brad Pitt, Angelina Jolie, Justin Timberlake, Anna Wintour, Sandro Sodano, Paul Smith, Dolce Gabbana, Akris gibi pek çok ünlü isim ve marka ile çalışma imkânı buldu. American Vogue, Italian Vogue, Indian Vogue ve Harpers Bazaar New York için fotoğraf çekimleri gerçekleştirdi. 2012 World Olympics tanıtımı için geliştirdiği konsept ve fotoğraf çekimleri büyük ilgi uyandırdı. 2012 yılında yaratıcılığını ve üretim süreçlerini besleyen İstanbul’a dönmeye karar verdi. Merve Hasman, Türkiye’de Brown, Max Factor, Pantene, Vakko gibi kurumsal firmalar için tanıtım konsepti geliştirdi, reklam fotoğrafları çekti. 2013 yılında SkyTürk 360 için Şipşak isimli bir fotoğraf programı formatı geliştirdi. Canon sponsorluğunda yayınlanan programı aynı zamanda sunuculuğunu üstlendi. 13 bölüm olarak hazırlanan programda Ara Güler, Mehmet Turgut, Çoşkun Aral, Serkan Şedele gibi duayenler yer aldı. Merve Hasman, konsept fotoğrafçılık çalışmalarına Türkiye’de ve yurtdışında devam etmektedir.
Nişantaşı Teşvikiye’deki Türker Art, Türk İzlenimci kuşağının en önemli ressamlarından Ayhan Türker’in “Sanatta Yarım Asır” adlı sergisini 14 Mayıs – 14 Haziran 2015 tarihlerinde sanatseverlerle buluşturuyor. İstanbul’u kendine özgü şiirsel ve romantik bir estetikle resmettiği için, eskimeyen görünümlerini büyüleyici bir atmosferde ele alarak düşsel bir yorumla tuvaline aktardığı için ona “İstanbul İzlenimcisi” diyorlar. İstanbul peyzajını turistik ve hikayeci anlayış yozluğuna düşmeden, gerçek resim soyluluğu ile yorumlaması , Ayhan Türker’in sanatını farklı kılıyor. Yakın dostu Mustafa Pilevneli’nin, Şeker Ahmet Paşa’ya gönderme yaparak “Şeker Ayhan Paşa” ünvanını taktığı usta ressam Ayhan Türker, yeni sergisini Türker Art’ta sergiliyor. Ayhan Türker çifte mutluluk yaşıyor: Çünkü Türker’in sanatçı dostlarının, yani döneminin usta ressamlarının buluştuğu atölyesinde sanat sevgisiyle büyüyen çocukları Pınar ve Barış Türker’in açtığı Türker Art Galeri, baba Türker’in sergisine ev sahipliği yapıyor. Yüksek iç mimarlık eğitimi aldıktan sonra resme yönelen ve 50 yılını tutkuyla resme adayan Türker’in “Sanatta Yarım Asır” sergisi, doğa peyzajı ve natürmort temalarını kendine özgü ustalıkla ve İzlenimci yorum çerçevesinde sunuyor. Sergi , Türker’in son dönem eserlerinden oluşuyor. “Resim 50 yılı aşkındır hayatımın vazgeçilmez parçası” diyen sanatçı, eserlerinde moda akımlara kapılmadan estetik kaygıları ön planda tutuyor. Türker’in, ‘iyimser ve duygusal bakışı’ baskın ifade biçimi olarak eserlerine yansıyor , ışığın ve renklerin büyülü dansı izleyicide mutluluk hissi uyandırıyor. Türker, yağlıboya ve suluboya teknikleriyle resmettiği peyzaj ve natürmortlarında, lekesel değerleri ön planda tutarak, günün değişken ışığında var olan renk değerlerini ustaca saptıyor. Geniş kesimler tarafından izlenen Türker’in tabloları uzun yıllardır önemli kuruluş ve şahıs koleksiyonlarında yer alıyor. Ayhan Türker ‘le yeni sergisi ve sanatta 50 yılı üzerine bir söyleşi yaptık. Oğlu Barış Türker de babasını ve Türker Art Galeri’deki yeni projelerini anlattı.
Türkiye’nin öncü iş adamları paha biçilmez koleksiyonlarıyla, usta sanatçılar eserleriyle “Koleksiyoner”de ekrana geliyor. Galerilerden müzayedelere, sergilerden atölyelere Türkiye’nin sanat haritası bu programda… Resimden hat sanatına, heykelden minyatüre, çağdaş ve geleneksel sanatların buluşma noktası “Koleksiyoner” Işıl Gerek’in sunumu, Mehmet Çebi’nin yorumlarıyla TRT Türk’te…
Türker Art, Türk izlenimci sanatının yaşayan en önemli isimlerinden Ayhan Türker’in “Sanatta Yarım Asır” adlı sergisini 15 Mayıs 2015 tarihinde sanatseverlerle buluşturuyor.
“Sanatta Yarım Asır” sergisi, doğa peyzajı ve natürmort temalarını kendine özgü ustalıkla ve izlenimci yorum çerçevesi içerisinde sunan usta sanatçının son dönem eserlerinden oluşuyor. Ayhan Türker, İstanbul’u kendine özgü şiirsel ve romantik bir estetikle resmediyor. İstanbul’un eskimeyen görünümlerini büyüleyici bir atmosfer içinde ele alarak düşsel bir yorumla tuvaline aktarıyor. 1960 DGSA (günümüz Mimar Sinan Üniversitesi) mezunu olan sanatçının yaşamında resim 50 yılı aşkındır ‘vazgeçilmez parçası’.
İzlenimci kuşağın son dönem ustalarından olan sanatçı, eserlerinde moda akımlara kapılmadan estetik kaygıları ön planda tutuyor. İstanbul peyzajını turistik ve hikayeci anlayış yozluğuna düşmeden, gerçek resim soyluluğu ile yorumlaması da Türker’in sanatını farklı kılıyor. Sanatçının ‘iyimser ve duygusal bakışı’ baskın ifade biçimi olarak eserlerine yansımakta.
Yağlıboya ve suluboya teknikleriyle resmettiği peyzaj ve natürmortların da lekesel değerleri ön planda tutarak, günün değişken ışığında var olan renk değerlerini ustaca saptıyor.
Geniş kesimler tarafından izlenen, uzun yıllardır önemli kuruluş ve şahıs koleksiyonlarında yer alan Ayhan Türker’in son dönem eserlerinin sergilendiği “Sanatta Yarım Asır” sergisi 15 Mayıs – 14 Haziran 2015 tarihlerinde Türker Art’ta izlenebilir.
Türker Art, Serdar Akkılıç’ın “From Dusk Till Dawn / Gün Batımından Şafağa” adlı solo sergisine ev sahipliği yapıyor.
Starfall, Nuh’un Gemisi ve Regeneration serilerinin devamı olan ve koleksiyonerler tarafından merakla takip edilen sanatçı yeni serisinde fantastik kurgulamaları güçlü figüratif tarzıyla resmediyor.
Serdar Akkılıç’ın resimlerinde yarattığı mekanlar; günlük hayatta rastlayamayacağınız, içinde bulunamayacağınız, fotoğrafını çekemeyeceğiniz, sıradışı, fantastik, sürreal mekanlardır. Bu mekanlarda yer alan figürleri ise, yaşadığımız dünya ile sanatçının hayal dünyası arasında bir köprü niteliği taşımakta. Tıpkı içinde yaşadığımız hayat ile verdiğimiz mücadelede sık sık farklılaşan yöntemler gibi. Resimlerinde iç dünyasını müdahele olmaksızın tuvale aktaran Serdar Akkılıç, konu olarak insanın Dünya üzerinde bazen kendisiyle, bazen de doğayla olan mücadelesini göstermeye çalışmakta.
Eserlerinin başkahramanı olan kırmızı kukuletalı figür ise; sanatçının yaratmış olduğu özgün bir sembol. Genel olarak kuzey ülkeleri sanatından etkilenen sanatçının eserlerindeki bu farklılık çağdaşlarından hemen ayrılabilmesini sağlamakta.
Sürrealist tarzı ile dikkat çeken Akkılıç’ın eserleri önemli kişi ve kurumların koleksiyonlarında yer bulurken, katıldığı çeşitli uluslararası sanat organizasyonlarının haricinde karma ve kişisel olmak üzere birçok sergide yer almıştır. Çalışmalarını İstanbul’da sürdüren sanatçının eserleri, ayrıca 2012 yılında Aralık ayında düzenlenen Miami Art Asia’da çok ilgi gördü.
Serdar Akkılıç “From Dusk Till Dawn / Gün Batımından Şafağa” solo sergisi 17 Nisan – 7 Mayıs 2015 tarihlerinde Türker Art’ta izlenebilir.
Bu sergi Red Art İstanbul ve Türker Art ortak projesidir.
Türker Art, Özlem Paker’in “Bitmeyen Yolculuk” adlı solo sergisine ev sahipliği yapıyor. Paker’in yeni serisi “Bitmeyen Yolculuk”, varoluşun durmaksızın devinen ritmini, doğal ve insan-yapımı strüktürler bağlamında araştırıyor. Fotografik kolajları hareket halindeymiş illüzyonu yaratırken; bazıları yok oluyor gibi görünüyor, ama aslında başka bir forma dönüşüyorlar. Kimi parçalanıyor; kimi ise bitmeyen bir enerjiyle çoğalıyor. Tuval yapıtlarında ise sanatçı, fotografik öğelerle boyayı buluşturuyor ve algıyı doğadan alıp farklı biçimlere soktuğu detaylara odaklamayı amaçlıyor. Tekrar, motif, açı ve ağ sistemlerini geometrik ve organik formlarda kullanarak, izleyiciye varoluşun ve evrenin doğasını sunuyor. “Bitmeyen Yolculuk” ise hem bu devinimin, hem de insanoğlunun varolma çabalarını betimliyor. Sonsuzluğun yeni ufuklarına ulaşabilmek için, sanatçı birbirine bağımlı yeni soyut boyutlar yaratıyor. Dünya üzerindeki yaşamın ve boşluğun içindeki dünyanın anlamını sorgulamak Paker’in öncelikli konularından.
Minimalist geometrik bir yaklaşımı tercih eden Paker, fotografik sunumun klasik dikdörtgen formunun dışına çıkarak, bazen yamuk kenarlı bazen de birkaç tualden oluşan yapıtlar sunmakta. Sanatçı kendi fotoğraflarını çekerken ise, aklında hep onları nasıl soyutlayacağı ve bölüp-birleştireceği kurgusu yer alıyor. Kısacası Paker, izleyicisiyle kolayca iletişim kuran spiritüel ve oyunsu özgün bir dil geliştiriyor.
Özlem Paker “Bitmeyen Yolculuk” solo sergisi Türker Art’ta 19 Mart – 9 Nisan 2015 tarihlerinde izlenebilir.
Türker Art is hosting Özlem Paker’s solo exhibition “Perpetual Voyage”. In her new series Paker examines rhythm of existence in natural elements as well as man-made architectural structures. The photographic collages create the illusion of being in motion. Some fade in time mimicking as if they disappear, although transforming to something else; some fragment, and some multiply with a constant energy. On her canvases, she combines the photographic elements with paint aiming to focus on the reinvented details taken from nature. The rhythm of repetitions, patterns, angles and grids in geometrical and organic forms lead the viewer to experience the nature of existence and universe.
Expanding to new horizons of infinity, she creates new abstract dimensions leaning to each other, hence depending on each other. Questioning the meaning of life on earth and earth’s meaning in void has been one of Paker’s main concerns. How matter creates and recreates itself dependently and integrally, is a wondrous process for her. She believes that ‘embracing the fact of transformation rather than disappearance’ will cure humankind’s tyranny.
Adapting minimalist abstraction, Paker introduces some of the works in skewed edges to break the regularity of rectangular photographic representations. She prefers to take her photos with the aim of abstraction and intention of deconstructing them. As a result, she develops a unique spiritual and playful language that transmits effectively to the viewer.
Özlem Paker’s solo show “Perpetual Voyage” can be seen at Türker Art between March 19th – April 9th.
Türker Art; Pınar ve Barış Türker tarafından 2012 yılında kurulmuştur.
Köklü bir Müzayede ve Sanatevi ile başlayan kariyerini, ilerki yıllarda ortaklıkla pekiştiren Pınar Türker’in 10 yılı aşkın süredir sanatın içinde gerek sanatçılar gerek koleksiyonerlerle edindiği tecrübeler, Türker Art’ı hayata geçirmesinde önemli rol oynamıştır.
Amerika’da mimarlık eğitimi alan ve kariyerini hem bu alanda hem de müzik alanında sürdürmüş olan Barış Türker’in…»
Türker Art
Halaskargazi Mah.
Valikonağı Cad.
Kuyumcu İrfan Sok. No:26A
Şişli İstanbul
T. 0 (212) 296 53 25
info@turkerart.com
Çalışma Saatleri:
Pazartesi-Cumartesi
11:00-18:00
© Türker Art - Tüm hakkı saklıdır